Sağlıklı Yaşam için Yapılması Gerekenler
İnsanlık tarihi boyunca bir çok önemli konuyla karşı karşıya kaldık. Bunlar içerisinde her zaman birinciliğini koruyan şüphesiz ki sağlık kavramı olmuştur. Sağlıklı yaşamanın tam anlamını bilmeden anne babamızdan, televizyon programlarına çıkabilmek için para ödeyen doktorlardan duyduğumuz kadarıyla sürekli sağlıklı kalmaya çalışıyoruz. Sağlıklı olmanın ve sağlıklı kalmanın ancak belirli kriterle mesela tek tip diyetlerle veya spor salonlarında saatlerce koşmakla sağlanabildiği beynimize işlenmiş durumda. Fakat durum gerçekten böyle mi?
Bazı Önemli Teknikler
Sağlık demek sadece hasta olmamak demek değil aynı zamanda psikolojik ve sosyolojik olarak yani zihin ve bedenin bir bütün olarak iyi olması durumunu ifade eder. Sağlığın en önemli kısımlarından biri beslenmedir. Sebze ve meyve ağırlıklı beslendiğimizde vücudumuzda hiçbir problem çıkmayacağını duyuyor ve buna inanıyoruz. Dünyada birbirinden hem zihinsel hem bedensel hem de kültürel olarak farklı olan 8 milyar insana aynı beslenme şeklini tavsiye etmek delilikten başka bir iş değildir. İnsanın kendini tanıması, yemeyi sevdiği veya sevmediği yiyecekleri düşünerek, neye ihtiyacının olduğunu da analiz ederek beslenmesi gerektiğini düşünenlerdenim. Buna örnek olarak yakın zamanda popüler olmuş bir başlık olarak sezgisel beslenmeye kısaca bir göz atalım. Sezgisel yeme, vücudun doğal olarak verdiği fiziksel açlık, tokluk ve doyum sinyallerini dinleyerek ve bu sinyallere uyum sağlayarak oluşturulmuş bir yeme biçimidir. Sadece besin seçiminin nasıl ve ne doğrultuda yapması gerektiği bilincini kavratıyor. Kısıtlayıcı diyet yaklaşımları önyargıyı ve beden algısı bazlı takıntılı davranışları beraberinde getiriyor. Buradaki amaç ise kısıtlama olmaksızın kişinin vücudunun ihtiyaçlarının farkına vararak ne yemesi gerektiğini öğrenmesidir.
Bir diğer önemli başlık ise spor bir diğer değişle hareket. Milyonlarca yıl boyunca içinde bulunduğu şartlara göre evrimleşip bugünkü haline gelmiş bedenlere sahibiz. Bu bedenlerle günümüzde dijital yaşamın da etkisiyle ‘oturaklı’ yaşam tarzına geçmiş bulunuyoruz. Zihni sürekli çalıştırıp vücudu hiç hareket ettirmemek tabii ki bir çok hastalığa davetiye çıkarıyor ve ve bizi bir dizi dengesizlik haline sokuyor. Bu dengesizliklerin de bizi zaman içinde bizi anksiyeteye, obeziteye, depresyona ve hatta intihara sürüklemesi kaçınılmaz hale geliyor. Yine bedensel zaaf ve ihtiyaçlarımız göz önünde bulundurularak günde en azından yarım saat egzersiz yapmak bu hastalık ve dengesizliklerin önünde bizi bir set gibi koruyor.
Hepimiz farklı boya, farklı kiloya farklı kemik kas ve hormon yapılarına sahibiz. Fakat temel biyolojimize bakarak bize en faydalı olacak egzersizlerin yüksek yoğunluklu aralıklı egzersizler (high intensity intermittent training) olduğunu söyleyebiliriz. Şu an spor salonlarında yapılan sürekli ve ağır egzersizler bizi rahatlatmadığı gibi kas kemik ve eklemlerimize de uzun vadede zarar veriyor. Bu yüksel yoğunluklu aralıklı egzersizlere örnek olarak 4 dakika koşuyorsanız 4 dakika yürümek ya da yoga gibi esneme egzersizleri örnek verilebilir.
Ölçülü Ol Kendini Bil!Sağlıklı Yaşam İçin Yapılması Gerekenler
Ölçülü olmak çoğu zaman zorlayıcı olabiliyor. Neyin “çok fazla” ve neyin “yeterli değil” kategorisinde olduğunu bulmak ve bunlar arasındaki doğru dengeyi sağlamak önemlidir. Bunun için kendimizi sık sık gözlemlemeli, incelemeli içerden gelen uyarılara her zaman kulak kesilmeliyiz.
Daha güzel yaşamak için atacağımız her adımı, alışkanlık haline getirmemiz, yaptığımız olumlu değişikliklerin kalıcı olmasıyla birlikte bize maksimum fayda sağlayacak en önemli kriterdir. Yeni bir davranışa başlamak hiçbir zaman kolay olmayacaktır. Ertelemek yolumuzdaki en büyük taştır.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.